Gelecek Partisi Genel Lider Yardımcısı Selçuk Özdağ, 15 Ocak’ta meskeninin silahlı, sopalı akına uğramıştı. İki gazeteci de emsal biçimde birebir gün içinde Ankara’da şiddete maruz kalmıştı. Özdağ’a saldıran beş kişi tutuklanmıştı. Hücuma ait belgenin gittiği Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesi, iddianame üzerindeki incelemesini tamamlamıştı. Mahkeme, saldırıyı “kişiyi yerine getirdiği kamu misyonu nedeniyle taammüden öldürmeye teşebbüs etme” ve “birden fazla bireyle birlikte silahla tehdit” hatası kapsamında kıymetlendirerek, belgenin ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar vermişti. Beş kuşkulu, savcılığın talebi üzerine 20 gün sonra tahliye edildi. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği tahliye kararında “asliye ceza mahkemesiyle yaşanması olası misyon uyuşmazlığı nedeniyle sanıkların mağduriyetine neden olabileceği” münasebet gösterildi.
Cumhuriyet Savcısı Fatih Taş’ın tutuklu beş sanığın tahliyesini istediği belirtildi. Taş, belgenin direkt ağır ceza mahkemesine gönderilmesinin Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) ağır cezaya tanıdığı iade yetkisini ‘bay-pass etme’ manasına geleceğini, bunun CMK’nın ‘ruhuna ve kanunla korunmak istenen menfaate’ alışılmamış olduğunu savundu. Taş, Özdağ’ın ‘adli tıp raporu, yaralandığı yerler ve yaraların niteliği ile sanıkların aksiyonlarına mani bir sebep yokken kendiliklerinden aksiyonlarına son verdiğini’ ileri sürerek, bu taarruzun taammüden adam yaralama kabahati kapsamında kaldığı görüşünü bildirdi. Taş, mahkemenin “Sanıklar her ne kadar hareketlerine mağdurun bacaklarına vurarak yaralama kastıyla başlamış olacakları düşünülmüş ise de” dediğini hatırlatarak, şunları belirtti: “Maddi gerçeklikle hiç ilgisi olmadığı halde ‘mağdurun talih yapıtı beyin kanaması veyahut sair ölümcül sonuç durmaksızın sanıkların ellerinden kurtulmuş olabileceği’ denilerek çelişki yaratılmıştır. Taammüden adam yaralama hareketlerinin yargılamasının ağır ceza mahkemeleri tarafından yapılması üzere bir sonuç doğuracaktır. Bu da ceza metot kanununa terslik teşkil edecektir.”
Misyonsuzluk kararının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görüşü alınmadan alındığını tabir ederek, bunu da CMK’ya alışılmamış bulan Taş, beş sanığın tahliye edilmesi talebinde ise sanıkların hangi mahkemede yargılanacağına bölge adliye mahkemesinin karar vereceğini ve bu müddet içinde mahpusta kalmalarının İnfaz Kanunu’nda öngörülen ölçüden ‘fazla olacağının kuvvetle mümkün olacağını’ kaydederek “Delillerin toplanmış olması, karartılma ihtimalinin kalmaması ve bilhassa beklenen bir misyon uyuşmazlığı ile sorumluluk doğuracak formda tutukluluk mühletinin uzun olacağı dikkate alınarak isimli denetimle tahliyelerine karar verilmesi kamu ismine mütalaa olunur” dedi. Belgenin gittiği Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, beş sanığın isimli denetimle salıverilmesine hükmetti. Mahkeme kararında evrakın bölge adliye mahkemesine gitmesi halinde şüphelilerin ‘uzun mühlet tutuklu kalabileceğini’ söz etti. Saldırganlar için ‘uzun tutukluluk hassasiyetinin’ gözetilmesi dikkat çekerken, skandal karara siyasetten reaksiyon geldi. Başkanlar, Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu’nun toplumsal medya üzerinden yaptığı paylaşımı alınıtılayarak dayanışma bildirileri verdi.
“SİYASİ KARAR HÜRMET DUYMUYORUM HAKKIMIZI MAHKEMEDE ARAYACAĞIZ”
Gelecek Partisi Genel Lider Yardımcısı Selçuk Özdağ, kendisine saldıran 5 kişinin tahliye edilmesine toplumsal medya hesabından reaksiyon gösterdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne işaret eden Özdağ “Tuz koktu tuz… Adaleti arıyoruz, görenlerin insanlık namına haberdar etmesini istiyoruz… Tuz koktu tuz, her yanlış CBHS ile başladı” dedi. Özdağ, şunları söyledi: “Boğaziçi’ndeki öğrenciler anayasal haklarını kullandılar diyerek tutuklandılar ve hala cezaevindeler. Yüzlerce binlerce kişi bir tweet attı diyerek aylarca cezaevlerinde kalıyorlar. Bu bir tüzel karar üzere gözüksede ben bu karara hürmet duymuyorum. Bu karar bir noktada siyasi bir karar üzere gözüküyor. Yeni bir otomobil daha tespit ettik. Kaçan plakasız Peugeot’yu takip eden bir Polo daha var. Gri bir polo ve o da plakasız ve aksi tarafa giriyor, birlikteler. Artık mahkemede hakkımızı arayacağız. Hukuk arayacağız. Hukuk adaletle buluşsun isteyeceğiz. Pazartesi günü avukatlarımızla birlikte hata duyurusunda bulunacağız, karara itiraz edeceğiz.”
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu: Kabahatin cezasız kaldığı, mafya artıklarının cesaretlendirildiği bu nizam, yalnızca politikleri, STK’ları, evlatlarımızı değil, tüm Türkiye’yi ve demokrasimizi maksat almaktadır. Bedeli ne olursa olsun, bu ülkeye demokrasi gelecek ve hiçbir hata cezasız kalmayacak.
YETERLİ Parti Genel Lideri Meral Akşener: Kelamı yetmeyenler hakarete, siyaseti yetmeyenler kanunsuzluğa başvurur. Ancak bugün susanlar, milletimizin ferasetini unutuyorlar. Sandık geldiğinde elbette demokrasi kazanacak. Millet iradesi elbette bunların hesabını soracak.
Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu: Tuz koktu, tuz. Selçuk Özdağ’ı sokak ortasında öldürmeye teşebbüs eden 5 zanlı bir cuma gecesi sessiz sedasız hür bırakıldı. Bu yalnızca partimize değil demokrasimize ataktır. Başta siyasi partiler ve STK’lar olmak üzere milletimizi dayanışma içinde olmaya davet ediyorum.
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan: Siyaset gücünü kelamdan alır. Kelamı şiddetle boğduğunuzda ne yasal siyaset kalır ne de demokrasi. Siyasetçilere saldıran silahlı sopalı çetelerin özgür bırakılması toplumsal huzurumuza kastetmektir. Hoş ülkemize yazık ediyorsunuz.
Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal: Şiddeti, hukuku hiçleştirme kıymetine sahiplenmek Türk demokrasisine yapılacak en büyük suikasttir. Yol olmaması için şiddeti kınamalı, Demokrasi, Hukuk ve insan onuruna hepimiz sahip çıkmalıyız.
Karar
