İş insanı Murat Ülker, kendi internet sayfasında, en büyük global sıhhat sorunlarından olan obeziteyi önlemeye yönelik çarpıcı bir araştırmadan bahsetti. Harvard Üniversitesi Sabri Ülker Center’daki grubuyla birlikte araştırmayı yürüten Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’in çalışmalarını anlatan Ülker, “Elde ettikleri sonuçlar epey heyecan verici. Bırakalım Sabri Ülker Center’a verdiğimiz dayanak nedeniyle bulguların Ülker ailesi olarak övünç kaynağı olmasını, bu uğurda gösterilen gayret bile insanlığa yapacağı katkılar nedeniyle Ülker’i Ülker yapan herkes için “amel” defterine yazılacak bir yeterlilik niteliğinde” tabirlerini kullandı.

Murat Ülker’in yazısı şu biçimde:

“Bilim insanlarının çalışma biçimi sahiden değişik. Bir hususa, adeta kafayı takıyorlar ve hayatlarını bu mevzuyu çözmeye vakfediyorlar. Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil Hoca da bu takdir edilesi insanlardan biri. Yıllardır obeziteyi, yani insanlığın temel sıkıntılarından biri olan şişmanlığı önlemeye yarayan araştırmalara kafayı taktı ve Harvard Üniversitesi Sabri Ülker Center’daki takımıyla birlikte (bu gençlerden kimileri da harikulade gelecek vaad eden genç Türk bilim insanları) hayatlarını bu sorunu çözmeye adadılar.

‘ELDE ETTİKLERİ HEYECAN VERİCİ’

Son devirde itibarlı mecmualarda yayınladıkları makaleler, şişmanlığı tedbire konusunda çalışmalarının meyvelerini verdiğini bize gösteriyor. Elde ettikleri sonuçlar hayli heyecan verici. Bırakalım Sabri Ülker Center’a verdiğimiz dayanak nedeniyle bulguların Ülker ailesi olarak övünç kaynağı olmasını, bu uğurda gösterilen uğraş bile insanlığa yapacağı katkılar nedeniyle Ülker’i Ülker yapan herkes için “amel” defterine yazılacak bir güzellik niteliğinde.

Gökhan Hoca, geçtiğimiz pazartesi akşamı Fatih Altaylı’nın sunduğu “Teke Tek Bilim” programına katıldı ve “Şeker Hastalığı Tarih Mi Olacak?” sorusuna karşılık verdi. Çalışmalarında geldikleri noktayı, buldukları yeni FABP4 hormonunu, karaciğerde kalsiyum trafiğinin nasıl bozulduğunu, denetimsiz metabolizma işleyişinin nasıl başladığını keşfettiklerini, sağlıklı şişmanlık diye bir konsepte nasıl ulaştıklarını, Tip 1 diyabet için kök hücre uygulamalarını, yüksek risk kümelerini anlattı. Türkiye’de bağımsız araştırma enstitülerinin kurulmasına müsaade verilirse bilimsel alanda çok farklı gelişmelere ülke olarak imza atabileceğimizin de altını çizdi. Açıkçası çok umut verici bir programdı.”

Karar